Sevdigim laflar

"Ehli diller arasında aradım, kıldım talep. Her hüner makbul imiş, illa edep illa edep." Yunus Emre

"It is better to stay silent and let people think you are an idiot than to open your mouth and remove all doubt. " Abraham Lincoln

"It is the province of knowledge to speak, and it is the privilege of wisdom to listen." Oliver Wendell Holmes

20 Temmuz 2009 Pazartesi

Dinlemek...

Oyle gorundugu kadar, tahmin ettigimiz kadar kolay degil...Pek cok defa yaniliriz: dinledigimizi dusunuruz ama aslinda hakkiyla dinlemiyoruzdur ve ne acidir ki karsimizdaki anlar bu durumu ama bozuntuya vermez... belki kendisinin de ayni seyi yapiyor oldugu aklina geliverir ve dinlenmiyor olmanin acisini bastirir dinlemiyor olmanin utanci...

Dinlemeyi ogren diye ogutlenmistir hep... kimse ne oldugunu tam anlamadan/anlatmadan dinlemeyi ogretmeye kalkmistir...hatta karsi tarafin sessiz kalmasi dinliyor olduguna yorulmustur... oysa susmak demek degildir dinlemek... bu kadar basit degildir…

Zordur dinlemek, zira birkac adim ilerdedir isitmekten...isitmek icin fiziksel olarak sorunsuz calisan kulak ve takip eden diger organlar yeterli olurken dinlemek icin durum epey farklidir... isitmekle baslar belki pekcok zaman dinlemek ama yoksa ardinda isitileni algilayacak ve yorumlayacak acik bir zihin sadece isitmis olmakla kalinir... kimi zaman isitmeye bile gerek yoktur dinlemek icin...sart degildir bir ses olmasi isitilecek...kendi beyninin sesini dinlerken insan isitmez hicbir ses...ama dinler... belki de karsisinda en iyi dinleyeci oldugu andir insanin, beyniyle konusurken...

Konusmak tek tarafli da olabilirken; dinlemek asla tek tarafli olamaz... belki bu yuzden daha zordur konusmaktan...dinlemenin dualitesidir onu ayricalikli kilan…

“Konusmak bilgiden, dinlemek ise bilgelikten gelir” denir. Hakkini vererek dinleyebilmek sadece isitileni anlamak ve yorumlamakla bitmez...Gercek anlamiyla dinleyebilmek icin insani negatifliklerin bazilarindan arinmis olmak gerekir...kendi fiziksel ve ruhsal butunlugumuzun disindaki varliklari kabul edebilmekle baslar dinlemek...bencil olmamakla... zira dinleme eylemi iki taraflidir (dual)... bir dinleyen bir de dinleyenin, dinleme eylemini aktif hale getiren, olmalidir...dinleme eylemini aktif hale getirenin dinleyen tarafindan isitilmesi, algilanmasi,yorumlanmasi ve kabul edilmesi gerekir (burada kastedilen dinlenilen seyin kabul edilmesi degil dinleme eylemini aktif hale getirenin varliginin kabul edilmesidir.)…bunun disinda kalan tum eylemler isitme ve duymadan ibarettir...

Sikayet ederiz cogu zaman dinlenmiyor olmaktan... sikayetimizin asil sebebi anlatmaya calistigimiz seylerin dinlenmemesi midir? yoksa varligimizin kabul edilmemis olmasinin ihtimali midir? Anlatacaklarinin kiymetli oldugunu dusunenler sikayet eder dinlenmiyor olmaktan, oysa anlatacagimiz ne olursa olsun ondan daha kiymetlidir dinleyicinin farkimizda olmasi...

Bu kabul edisin (farkindaligin) yaratacagi erdem, insanligin gunumuzdeki en onemli sorunlarindan birine care olmaya namzet olabilecek mi? “Iletisememe”

Gunumuzde iletisim konusunda bunca sey yazilip cizilmesinin ve hala etkin bir iletisim yerine elimizde kocaman bir Iletisememenin olmasinin belki en onemli sebebi ise dinlemeyi hak ettigi bicimde anlamaya calismamamizdir...zira dinlemek iletisimin kalbinde yatar... etkili bir dinlemenin olabilmesi icin dinleme eylemini aktif hale getirenin kabul edilmesi gerekliligi tezinden bahsetmistik… iletisimi A noktasi ile B noktasi arasindaki veri transferi olarak tanimlarsak ve bu trasferin basarisiz olma sebeplerini incelersek A noktasinin B’yi, B noktasinin da A’yi gormezden geldikleri gercegine ulasiriz. Yani diger bir degisle taraflarin birbirlerini kabul etmeme egilimi sergilediklerini goruruz… Oysa etkili bir dinlemede varligi birbirlerince kabul edilmis taraflar bulunur ve boylece iletisim icin ilk ve olmazsa olmaz adim atilmis olur…

Iletisebilmenin bir diger olmazsa olmazi da anlamaktir… Once taraflar birbirlerini kabul etmeli (farkinda olurlar) sonra da birbirlerini anlamaya calismalidirlar… Iste tam bu noktada dinlemek yine imdadimiza kosar… zira dinlemek anlam butunlugu acisindan degerlendirildiginde anlamak fiiline cok yakindir...dinlenilen sey anlasilmamis olsa bile, etkili bir dinleme, anlamadigini anlamak gibi erdemi yuksek bir sona goturur dinleyeni… Zorunlu degildir dinledigini anlamak… Belki de en buyuk yanilgimiz bu degil midir? ‘dinledigimizi anlamak zorunda oldugumuzu dusunmenin verdigi stresin etkili bir dinlemenin gerceklesmemesini saglamasi.’

Korkmadan yapmak lazim muhasebesini : “ne kadar iyi bir dinleyici oldugumuzun”… ogrenmeye calismak, hakkiyla dinleyebilmek lazim… hikayemizin zenginligi dinlemeyi anlamamiz ve uygulamaya gecirebilmemiz ile dogru orantili olarak artacaktir…

1 yorum:

TALAT KÖKSAL dedi ki...

Fazla uzatmadan sevdiğim bir atasözü ile katkıda bulunayım."ÇOCUĞUNA ÖNCE SUSMAYI ÖĞRET;O NASIL OLSA KONUŞMAYI ÖĞRENECEKTİR"