Sevdigim laflar

"Ehli diller arasında aradım, kıldım talep. Her hüner makbul imiş, illa edep illa edep." Yunus Emre

"It is better to stay silent and let people think you are an idiot than to open your mouth and remove all doubt. " Abraham Lincoln

"It is the province of knowledge to speak, and it is the privilege of wisdom to listen." Oliver Wendell Holmes

18 Nisan 2008 Cuma

Kariyer üzerine...


“Kariyer” kelimesi ile gercek anlamda tanismam sanirim universiteye girisimle beraber oldu. Cogunluk tarafidan kabul edilen “iyi” liselerden birinden mezun olmadigim icin belki biraz “gec”. Pek cok “iyi” universiteden mezun olan insan gibi “kariyer” tanistigim gunden bugune hayatimi sekillendiren, belki hayatimi uzerine kurdugum (malesef) bir kavram oluverdi.

Oxford sozlukte “an individual's "course or progress through life” (bireyin yasami boyunca yonu ve gelisimi) olarak tanimlaniyor. Oysa TDK’da “Bir meslekte zaman ve çalışmayla elde edilen aşama, başarı ve uzmanlık” olarak tanimlanmis. Temelde her iki tanim “basari ve gelisim” olarak anlandirilsa bile ozunde ciddi farklilik iceriyor. Ingilizce taniminda kariyer “yasamda gelisme”’ye gonderme yaparken Turkce taniminda “bir meslekte gelisime” gonderme yapmakta.

Belki bu ozdeki farklilik pek cok Turk genci gibi benimde uzerimde anlamsiz bir stress yaratmakta. Zira “meslekte” gelisim nihayetinde maddi bir getiri ile olculmekte. Daha acik bir ifade ile kariyer = para cikarimini yapmana sebep oluyor (en azindan ben oyle dusunuyorum). Kazanilan para da neden-sonuc iliskisi icinde bireyin hayat standartini belirledigi icin en basta belirttigim “hayatimi kariyer uzerine kurma” sonucuna varmama sebep oluyor. Kim hayat standardini yukseltmek icin ugrasmaz ki?

Oysa Turkiye’deki kultur kariyeri, meslekte gelisimi degil de evrensel olarak hayatta gelisimi ifade etmis olsaydi, ne kariyer=para ne de para=yuksek hayat standarti neden-sonuc iliskilerini kurmamis olacaktim. Bu perspektiften bakinca masum gibi gorunuyorum (yoksa kendimi mi kandiriyorum?)

Belkide gelismekte olan ulkelerde yetisen pek cok gencin kaderi bu?

Tum bunlardan kariyerin onemsenmemesi gibi birseyi tabiki kastedmiyorum. Ama en azindan bireyler uzerinde gereginden fazla stress yaratmamali. Insanlarin hem mesleklerinde hem de hayatlarinda gelisime onem vermesi cok cok onemli. Ama bunun siniri ne olmali?

Stresi getiren meslegin kendisi degil aslinda, is yasaminin ta kendisi. O terfi almis, bu yurtdisina terfi olmus, su X bir firmadan cok iyi teklif almis laflari stesin ana kaynagini olusturmakta. Cunku her birinin arkasinda yatan sonuc “daha cok para kazanma ihtimali” ve onunda sonucunda “daha yuksek hayat standardi”’na sahip olacaklari. Yoksa niye baska bir bireyin gelisimi (eger kariyer gelisim olarak tarif edilmis olsa) digeri uzerinde stress yaratsin?

Turk kulturundeki kariyer taniminda sozunu etmeye calistigim “maddi edinimler” disinda “manevi edinimler” de yok degil, ancak bu manevi edinimler de “prestif”, “guc” gibi yine sonucunda maddi edinimler getiren maneviyatlar. Oysa gercek anlaminda maneviyat “bireysel gelisme ve bireysel gelismenin sonucunda toplumsa gelismeyi ve en nihayetinde sadece “saygi” ve “kabul gorme” sonuclarini” ifade etmeli diye dusunuyorum. Tüm insanligin “Arsimet, Edison, Farabi, Mevlana gibi kariyer sahibi (hayatlarinda gercekten gelismis) kisilere duydugu maneviyattan fazlasi degil. Arsimet ve Edison buyuk olasilikla kariyerlerini bireysel gelisimin getiregi toplumsal gelismeye adamislardir.

Peki Selcuk Koksal’in bireysel kariyeri ne olacak? O terfi etmis, su teklif almis boylece daha yuksek hayat standartlarina sahip olacak muhranlarina kapilip kisa vadeli maddi kazanimlarin pesinde kosup sress altinda olmaya devam mi edecek? Yoksa kariyerini “bireysel gelisme” uzerine kurup bir Mevlana, Arsimed mi olacak? (hedeflerimin cok yuksek oldugu degil hayattaki gercek amacimin ne oldugunu sorgulamak anafikirdir)

Maddi edinim sonuclu kariyer perspektifinden maneviyat edinimli kariyer perspektifine uzaksadikca hedefime daha yaklasmis olup kendimi gercek anlami ile basarili adledebilecegim. Icinde mecburen bulundugum is hayati bu zorlu hedefin pesinden kosmamda ne kadar zorlayacak zaman gosterecek.

Daha cok okuyarak ve ogrenerek Ronesans insanlarinin “aydinlanma” , mason kulturunun “kaba, bicimsiz tasin yontulmasi”, Mevlana felsefesinde “mutlak kemalin varligi ve yaraticinin nuru” olarak tanimladigi “bilgi ile yogrulma” ogretilerini takip ettikce hedefime daha yaklasacagimi tahmin ediyorum.

1 yorum:

TALAT KÖKSAL dedi ki...

Umarım hayattan beklediğin her şeyi elde edersin.